< < INCEK TARTIŞMALARI: Brüksel Zirvesinden Sonra: NATO-Rusya İlişkileri & Türk Dış ve Güvenlik Politikası


INCEK TARTIŞMALARI: Brüksel Zirvesinden Sonra: NATO-Rusya İlişkileri & Türk Dış ve Güvenlik Politikası

31 Mayıs 2017, 14:00-16:30

‘Let’s talk about foreign policy’

 

Panelistler:

- Em. Büyükelçi Selim Karaosmanoğlu

- Em. Tuğgeneral Ufuk Uras

- Prof. Dr. Hasan Ali Karasar (Atılım Üniversitesi)

- Dr. Haldun Solmaztürk(Başkan)

 

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

Ahlatlıbel Mah. 1830. Sokak No. 39

06805 İncek/Çankaya Ankara

KAYIT İÇİN MÜRACAAT 29 MAYIS PAZARTESİ MESAİ BİTİMİNE KADARDIR

 

NATO Zirvesi 25 Mayıs 2017 günü Brüksel’de toplandı. Bu, NATO’nun yeni 'kalesinde' düzenlenen ilk zirveydi. Zirve toplantıları düzenli olarak yapılmaz, ancak çok önemli dönemlerde, gelişmelerde toplanırlar. 1949 yılından bu yana—68 yıl boyunca—26 NATO zirvesi toplanmıştır, yani ortalama 3 yılda bir.. Ancak, 2006 yılından bu yana—on yılda—yedi zirve toplandı: Riga 2006, Bükreş 2008, Strazburg / Kehl 2009, Lizbon 2010, Şikago 2012, Newport (Galler) 2014, Varşova 2016.

8-9 Temmuz 2016'da Varşova'da toplanan bir önceki zirvede "NATO'nun caydırıcılığını ve savunmasını güçlendirmek ve NATO sınırlarının ötesinde istikrar tesis etmek” için bazı önemli kararlar alınmıştı:. Özellikle dikkat çekici olanlar şunlardı: 2017’de dört çokuluslu taburun Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya'da konuşlandırılması ve NATO'nun güneydoğu bölgesinde ihtiyaçlara göre belirlenecek bir ileri (askeri) mevcudiyetin geliştirilmesi kabul edildi; NATO'nun balistik füze savunma (BMD) sisteminin, İlk Operasyonel Kabiliyet (IOC) seviyesine ulaştığı ilan edildi; Siber-Alan, kara, hava ve deniz gibi yeni bir ‘operasyonel alan’ olarak tanındı; (Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki) ortaklara, özellikle eğitim ve kapasite-geliştirme alanlarında destek verilmesine karar verildi.

Varşova toplantısında Rusya, eylemleriyle Avrupa'daki kural-temelli düzeni baltalayan ve ‘yapıcı bir ilişkinin kurulmasına’ imkan vermeyen ülke olarak öne çıkarıldı. O zamandan beri 'Rusya ile ilişkiler', liberal ve liberalizm karşıtı kampları—uluslararası liberal düzen olarak anılan kural ve kurumlar açısından—birbirlerine karşı konumlandıran seçim kampanyalarının başta gelen konularından biri oldu. Brexit ve Trump’ın iktidara gelişi, trans-Atlantik bağını daha da istikrarsız hale getirdi. Trump, cumhurbaşkanlığı seçimlerini, NATO karşıtı, AB karşıtı, BM karşıtı, fakat güçlü bir Brexit yanlısı ve hafif Rusya yanlısı söylemlere dayalı olarak kazandı. Trump, uluslararası liberal düzenin temel direklerine, ‘İran anlaşmasına’, Paris (İklim) Sözleşmesi’ne açıkça karşı çıkıyor ve ‘iki devletli çözüm’ konusunda pek de hevesli değil. Bu gibi gelişmeler ve tutumlar, Avrupa Birliği üyeleri arasında, ABD/İngiltere ile İttifak’ın diğer üyeleri arasında—ve ABD'nin kendi içinde—kırılmalara neden oldu. Trump Başkan olarak çıktığı ilk dış gezisinde, Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan'ı ziyaret ettikten sonra NATO Zirvesine katıldı.

1952'den beri NATO üyesi olan Türkiye’ye gelince; bazı NATO üyeleri—Hollanda, Almanya, Danimarka ve Bulgaristan başta olmak üzere—ile daha önce örneği görülmemiş bir kriz tırmanıyor. Yunanistan ile ilişkiler zaten nadiren düzgün olmuştur. Brexit oylamasında "Türkiye Avrupa birliğine katılmak üzere" şeklindeki korkutucu slogan önemli bir rol oynadı. Ve son zamanlarda, özellikle de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, üst düzey Türk yetkililer sıkça, Obama yönetimini başarısız darbenin arkasında olmakla suçluyorlar. Trump yönetimiyle birlikte, tam da ikili ilişkilerde bir iyileşme beklenirken, ABD'nin Suriye'deki YPG'ye ağır silah verme kararı soğuk bir duş gibi oldu.

Türkiye'nin Ortadoğu'da—sadece NATO üyesi müttefikleri için değil, fakat Rusya ve diğerleri için de—artık pek de 'takım oyuncusu' olmaması durumu daha da belirsiz hale getiriyor. Garip bir şekilde, ABD ve Rusya, kısa bir süre önce Menbic yakınlarında, YPG'yi ‘korumak’ için Türkiye’ye karşı bir durumsal ittifak halinde bir araya geldiler. Jeopolitik konumunun ve mülteci krizinin sağladığı bir tür siyasi ‘dokunulmazlığa’ rağmen, Türkiye'nin NATO müttefiklerinden bir çoğuyla olan ilişkileri, NATO üyeliğinin devamının bile sorgulanmakta olduğu kritik bir kırılma noktasına geldi.

Türk hükümetinin NATO ve/veya NATO zirve kararlarıyla ilgili resmi görüşlerini bilmek zor. Dışişleri Bakanlığı veb sitesinde "Kuzey Atlantik İttifakı'nın Türkiye'nin güvenliğinde merkezi bir rol oynadığı ve Avrupa-Atlantik toplumuyla entegrasyonuna katkıda bulunduğu" ve "Türkiye’nin, NATO'nun Avrupa-Atlantik bölgesindeki güvenlik ve istikrarın korunmasındaki rolüne çok büyük önem verdiği" ifade ediliyor. Ancak, Dışişleri Bakanlığı'nın veb sitesindeki NATO ile ilgili sayfaların son kez 2011 yılında güncellenmiş oldukları basit gerçeği çok şey anlatıyor.

Transatlantik ilişki/savunma harcamaları yükünün paylaşımı ve terörle mücadele (NATO’nun IŞİD’e karşı kurulmuş olan koalisyonun da bir üyesi olması) zirvede öne çıkan konulardı. Çok uluslu NATO taburları ve NATO hava filolarının Doğu Avrupa'da zaten daimi olarak konuşlandırılmış olmalarından sonra, Rusya bir 'tehdit' olarak listenin başından aşağı kaymış gibi görünüyor.

Bu çerçevede İncek Tartışmaları, 'Brüksel Zirvesi'nden Sonra: NATO-Rusya ilişkileri ve Türk dış ve güvenlik politikası' konularını ele alacak. Panelistler: Em. Büyükelçi Selim Karaosmanoğlu, Em. Tuğg. Ufuk Uras, Prof Hasan Ali Karasar (Atılım Üniversitesi).

Büyükelçi Selim Karaosmanoğlu, dışişlerindeki uzun hizmet yıllarında geniş bir diplomatik deneyim ve Türk dış ve güvenlik politikası hakkında önemli bir birikim edindi. Özellikle Ortadoğu’da, Irak, BAE, İran ve aynı zamanda da Türkiye’nin NATO’daki rolü hakkında bilgi sahibidir. 

Tuğgeneral Ufuk Uras (KKK), Türk Silahlı Kuvvetlerinden 2016 yılında emekli oldu. Son görevi, NATO Müttefik Müşterek Komutanlığı (Napoli, İtalya) İstihbarat Başkanlığıydı.

Profesör Hasan Ali Karasar, Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Türk siyaseti, Türk dış politikası, uluslararası ilişkiler dersleri vermektedir.

İncek Tartışmaları çok uluslu katılımla İngilizce olarak icra edilirler. Bu tartışmaya katılım davetledir. Ancak lisans-üstü ve doktora öğrencileri ile güvenlik konularında çalışan araştırmacılar için, KAYIT VE TEYİDE bağlı olarak sınırlı sayıda yer ayrılmıştır.

Incek Tartışmaları
‘Bilgi & birikim köprüsü’

Kayıt için:
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Tel: +90 (0) 312 489 1801
       +44 (0) 7448 7777 62 (sadece SMS)
       +90-533 683 5418 (sadece SMS)

BU TARTIŞMA ‘OFF THE RECORD’ STATÜSÜNDEDİR

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...